Sağlıklı ve Alkali Beslenmeyi Nasıl Destekleriz?
Raw ve Alkali Beslenme Koçu, Gurme Şef Miyase Bülbül'den Asit/Alkali Dengesini ve Bağışıklık Sistemini Güçlendirici Öneriler
BANA BİR ŞEY OLMAZ....
Vücudumuz farklı enfeksiyon ve toksik ajanlarla virüs ve bakterilerle savaşmak için özel bir sisteme sahiptir. Bu sisteme bağışıklık sistemi denir. Bağışıklık sisteminin görevi organizmaların vücuda girmesini önlemek veya vücuda giren organizmaların yayılmalarını önlemektir.
Bana bir şey olmazın karşılığı sağlıklı bir bağışıklık sistemi ile kendimizi iyi hissetmemiz, iyi görünmemiz, ve enerjimizi daha iyi kullanmamızdır.
Güçlü bağışıklık bizi enfeksiyonlardan, hastalıklardan, kansereden ve çevresel etkenlerden, zararlardan korur.
Bağışıklık sistemimiz düzgün çalışırken onu hissetmeyiz, ancak vücudumuzda meydana gelen bir sağlık sorunu geliştiğinde sistemin çökmüş olduğunu fark ederiz. Önemli olan sistemin çökmesine imkan vermeden güçlü tutarak hastalıklardan korunmaktır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ NASIL GÜÇLENDİRİRİZ?
Yediğimiz besinlerle alınan vücudun ihtiyacı olan besin öğelerinin belli emilim oranları vardır. Bu emilim oranlarını o besin öğesine olan vücudun ihtiyacı, posalı beslenmek, dengeli beslenmek, hareket etmek gibi bir çok faktör etkiler.
Düşük bağışıklık işlevinin en yaygın nedeni besin yetersizlikleridir. Yetersiz, dengesiz beslenme bağışıklık işlevini azaltır, olumsuz yönde etkiler. Vücudumuzda bir elektronunu yitirerek serbest radikal yani hastalıklı, DNA yapısı hasara uğramış hücre sayısı artar. Bu durumda hastalıklara açık hale geliriz.
Hazır gıdalar, fast food, alkol, yüksek ısıda pişmiş besinler, konserveler, sigara işlenmiş rafine şeker içeren paketli gıdalar vücutta bir yığın toksin oluşturur. Toksin vücudun asit-alkali dengesini bozar vücut sistemlerini etkiler.
VÜCUDUN ASİT- ALKALİ DENGESİ NEDİR??
Vücudumuzda her sıvının bir pH değeri vardır. Ancak esas olan kanımızın pH dır. Kanımızn pH şı 7.35 ile 7.45 arasında hafif alkalidir, bu değer bize vücudumuzun pH dengesini verir.
Vücudumuzun pH dengesi enerji üretimi, vitamin ve minerallerin kullanımı, toksinlerin temizlenmesi, yağların, proteinlerin, karbonitratların sindirimi, beyin ve sinir sisteminin görevlerini yerine getirmesi, zararlı bakteriler, virüslere karşı konulması açısından önem arz eder.
Vücudun asit- alkali dengesi pH 7.35-7.45 arasında olan bir insanda vücudun asit atık tamponlama sistemleride işlevlerini kusursuz yerine getirir. Eğer asit oranı tamponlanabileceğinden yüksekse vereceği zararı engellemek için güvenli şekilde depolanır.
Bu bir savunma mekanizmasıdır. Vücudun aşırı asidik olmaması için yağ üretir ve fazla sidi yaşamsal organlardan uzak bir yerde depolar. Zamanla vücudun fazla asit atıklarıyla dolması sonucu oluşan yağ birikimi hastalıklarla karşı karşıya kalınmasına yol açar..
HAYAT ALKALİDEN ASİDİZEYE UZANAN BİR YOLCULUKTUR...
Hepimiz alkali yani asit-alkali dengemiz tam doğarız ancak asidik yani bozulan dengeyle ölürüz. Hayat dediğimiz bu yolculukta vücudun dengesini ne kadar uzun koruyabilirsek o derece kaliteli bir yaşam süreriz.
Vücudun doğal olarak yıpranma yorulma sürecini geciktirmek, asit-alkali dengesini koruyarak şekilde beslenmek ve yaşamakla mümkün olur.
Vücut fazla asidi oksijen –nefes alıp vererek- dengeli, alkali değeri daha yüksek besinlerle beslenerek temizler. Oksijen değeri yüksek yerlerde bulunmak, doğa yürüyüşleri, temiz hava asidi tamponlamada çok etkilidir. Bol oksijen alamıyorsak o takdirde beslenmemizdeki alkali değeri arttırmamız gerekir.
BESLENMEDE ASİT- ALKALİ DENGESİ...
Sağlıklı bir insanda yani vücut pH şı 7.35-7.45 ise beslenmemizin %70 alkali %30 alkali olması vücudun enerji kullanımında ortaya çıkan asidi temizlemesine uygun olur. 1 e 3 oranını koruyarak sağlıklı, güçlü bağışıklık sistemine sahip olabiliriz.
Örneğin 100 gr kırmızı et yiyeceksek yanında 300 gr bol yeşilliklerden oluşan salata ve doğru pişirilmiş alkali sebzeler yiyerek etin yaratacağı asidi vücudun rahatça temizlemesine yardımcı olabiliriz.
DENGEYİ KORUMAK İÇİN NASIL BESLENELİM?
Herşeyden önce antioksidanlardan zengin bir beslenme uygulamalıyız. Antioksidan besinler yüksek alkali olmanın yanı sıra hücresel yapılarında fazladan bir elektrona sahip olmaları, vücuda girdiklerinde fazla elektronu vücutta elektronu eksik hücreye vererek onu tamamlar ve iyileştirirler.
Antioksidanlar vücuttaki serbest radikallerin korkulu rüyasıdır. Hastalıkları önlemede, onlarla savaşarak, tedavi etmekte son derece etkendir.
ANTİOKSİDAN BESİNLER....
En önemli antioksidanlar C,A,E vitaminleri ÇİNKO ve SELENYUM dur. Bu antioksidanların çoğu sebzeler, meyveler tam tahıllı besinler ve kuru baklagillerde yoğun olarak bulunur. Örnek olarak taze soğan, sarımsak, pırasa, brokoli, kereviz, lahana, karnabahar, kivi, badem, ceviz, kabak çekirdeği, siyah üzüm çekirdeği, mercimek, nohut, maş fasülyesi, kuru fasülye, zeytin yağı ve çörek otu sayılabilinir.
Bir besin ne kadar doğal ortamda yetişmişse o denli kaliteli, yoğun antioksidan içerir. Vücudu güçlü tutmak için doğal tarımla yetişmiş antioksidan besinlerden ne fazla ne az, uygun miktarda almak gerekir.
EN GÜÇLÜ ANTİOKSİDAN BESİNLER..
Kuşburnu çayı, yeşil çay, zeytin yaprağı çayı...
Kivi, kara üzüm, elma, greyfurt, portakal, limon, nar....
Sarımsak, soğan, pırasa, turp, pancar, şalgam, kereviz, karnabahar, lahana, havuç...
Fesleğen, roka, rezene, dereotu, maydanoz, roka, tere...
Kakao..
Zeytin ve zeytin yağı, çörek otu, çörek otu yağı...
PROBİYOTİKLERİN FAYDALARI....
Probiyatik beslenme alkali yani dengeli beslenmenin asit dediğimiz toksinlerin temizlenmesinde son derece önem arz eder.
Yeterli miktarda yenildiğinde insan veya hayvan sağlığını olumlu olarak etkileyen mikro organizmalara probiyotik denir. Bağırsaklardaki mikro organizmaların çoğalmasını sağlayan aktivitesini arttıran maddelere ise probiyotikler denilmektedir.
Artık biliyoruz ki bağırsaklar ikinci beyin. Bağırsaklarımız hafif aksırsa biz yatak döşek yatıyoruz. Durum böyle olunca bağışıklık sisteminin güçlü çalışması için probiyotik kadar probiyotik beslenmede önem kazanmaktadır.
En önemli probiyotik yoğurttur. Sindirimi kolaylaştırır ve bağırsaklarda üretilen vitaminlerin sentezinde rol alır. Ev yapımı probiyotik yoğurt mayası ile mayalanmış yoğurt hem çoçukların hem büyüklerin bağışıklık sistemini güçlendirir.
Diğer probiyotik ürünler, tarhana çorbası, lahana turşusu, doğal kefir. kombucha çayı, salatalık turşusu..
Probiyotik besinlerin etkili olabilmesi için evde kendiniz tarafından hazırlanması gerekir.
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ..
Temel yağ asitleri olan vücudumuzun üretmediği omega-3 omega -6 omega -9 alkali yağlardır. Modern yaşamlarda koyu yeşillikler keten tohumu, yosun, deniz balıkları, balık yağı fazla tüketilmediği için büyük bir nüfus eksikliğini yaşamaktadır.
Özellikle somon, ton balığı, uskumru omega-3 den en zengin olan balıklardır. Diğer omega-3 ihtiva eden besinler anne sütü, ceviz, keten tohumu, kara üzüm çekirdeği, sızma zeytinyağıdır.
Bitkisel omega-3 olan keten tohumunu yemeden hemen önce öğütüp, öğüttüğünüzü salatanıza ve yemeğinize atarak tüketmelisiniz. Keten tohumu aynı zamanda iyi bir laksatif ve ostrojen kaynağıdır.
PROTEİNLER..
Proteinler vücudun yapı taşları olmazsa olmasıdır. Alkali, dengeli beslenmede asit oranı yüksek proteinler kırmızı et, av etleri, daha hafif alkali olanlar deniz balıkları, tavuğun beyaz eti ve bitkisel proteinlerdir.
Anası toprak olan kuru fasülye, nohut, mercimek, maş fasülyesi, barbunya asit oranı oldukça yüksek ete yakın B vitamini içeren, bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek veren besinlerdir.
VÜCUDU GÜÇLÜ VE DENGEDE TUTMANIN İPUÇLARI...
- Sigara ve alkolden mümkün olduğunca uzak durun.
- Düzenli ve dengeli beslenme alışkanlığı geliştirin.
- Olması gereken vücut ağırlığının –kilonun- üstüne çıkmayın.
- Anası toprak olan sebzeleri kullanmayı arttırın.- Mercimek, nohut, kuru fasülye, kereviz,lahana, karnabahar, brokoli, enginar, bakla vb gibi
- Mevsiminde meyve sebze tüketmeye özen gösterin.
- Düzenli egzersiz yapın.
- Hayvansal kaynaklı besinleri gerekli düzeyde , dengeli kullanmaya dikkat edin.
- Düzenli ve derin en az 7 saat uyku uyumaya dikkat edin. Uyku düzensizliği olduğu dönemlerde beslenmede antioksidanların miktarını arttırınız. Normal beslenmenizden biraz fazla muz, ananas, limon, susam, tahin, keten tohumu, kabak çekirdeği, zencefil, zerdeçal kullanın.
- Oda sıcaklığında bol alkali sıvı tüketin. Günde bir maden suyu, pH yüksek alkali su, şalgam, pancar suyu vb gibi.
MİYASE BÜLBÜL
Raw ve alkali beslenme koçu, gurme şef, eğitmen